Gazetedeki odasına adımımı attığımda kitaplarla dolmuş taşmış büyüleyici bir mekânda kendimi bulmuştum. Kültür ve sanatla adeta dans ettiğine yıllarca yazılarından tanık olduğum Doğan Hızlan, odasında yaptığımız sohbet boyunca da kültür ve sanatla dans eder gibi konuşuyordu. Müthiş bir hafıza ve kaynağı hiç tükenmeyecek bir kitap sevgisi eşliğinde sahafların dünyası, yayınevlerinin dünü ve bugününe dair Doğan Hızlan’ın görüşleri sohbetimize renk ve keyif katmıştı.
Ünlü yazar ve yayıncı Erdal Öz tarafından, “Edebiyatın Cumhurbaşkanı” unvanına layık görülen Doğan Hızlan, 1954 yılından bu yana yazı yazmaktan başka bir işle uğraşmıyor. Doğan Hızlan “adanmış hayatlar”ın en güzel örneklerinden birisini sergiliyor. Ne iş olsa yaparım zihniyetinde olanlara bir ömür aynı hedefe kilitlenerek kendini bir işe adamanın, bir konuda uzmanlaşmanın getirdiği başarıyı ve hazzı en güzel şekilde anlatıyor.
Yıllar ve dönemler değişmekle birlikte hümanizm ve evrensel değerlerden ödün vermeyerek işini yapmak bu topraklarda her insanın maalesef önem ve değer verdiği bir tutum değil. Doğan Hızlan her daim bunu başarmış bir yazar ve edebiyat eleştirmenidir.
Doğan Hızlan’ın aile hayatı “ne ekersen onu biçersin” atasözünü doğruluyor. Kendisi bu konuda şunları söylüyor: “…Ailem benim öğrenmem, okumam için istediğim kitapları aldılar, istediğim plaklara, notalara sormadan para ödediler. Ayrıca benim bütün ailem müzikle ilgiliydi, hepsi bir enstrüman çalardı…” Çocuğa verilen önemin ve onun eğitimine sağlanan katkının gelecekte size yaşatacağı en büyük zenginliğin ve mutluluğun kaynağı olduğunun en güzel örneğidir.
Doğan Hızlan önyargıları olmayan, ötekileştirmeye asla prim vermeyen bir yazar ve eleştirmen. İşte bu nedenle kültür-sanat yelpazesinde her kesimin çok değer verdiği bir insan. Önyargıları olanların önyargılarından kurtulabildikleri zaman elde edebilecekleri saygınlığın en güzel örneğidir Doğan Hızlan.
“Uçan kuşun kanadı kırılmaz” diyen Doğan Hızlan, edebiyat ve sanat dünyasında yetenekli olduğuna inandığı insanlardan desteğini hiç esirgemeyen bir eleştirmendir. Kıskançlık ve hasedin kol gezdiği bir kültür-sanat dünyasında Doğan Hızlan, liyakat ve yeteneğe önem vererek örnek bir duruş sergiliyor. Bu duruş, özellikle günümüzde herkesin örnek alması gereken bir duruştur.
Doğan Hızlan, Batı ile Doğu’yu aynı potada birleştirmeye önem veriyor. İşte kendi sözleri: “…Ben iyi bir Avrupalının aynı zamanda iyi bir Osmanlı olduğu kanısındayım. İki uygarlığı da, iki yaşama biçimini de, iki kültürü de hazmetmeden Avrupalı olunmuyor…”
Fotoğrafa baktığım zaman, kültür ve sanat ile harmanlanmış bir hayatın büyüleyici örneğini görüyorum. Sevgi dolu, teşvik edici, insanlığın evrensel değerlerini kucaklayan bir insan var karşımda. Kutuplaşmanın yıkıcı acısını son zamanlarda yaşayan Türkiye’de, Doğan Hızlan bütünleşme yolunda kutup yıldızıdır.
Nezaket deryası, samimi ve sıcakkanlı insan Doğan Hızlan’ı kitapların arasında tebessüm eden yüzüyle görmek, unutulmaz mutlu anlarımdan birisi olarak hafızamda yerini alıyordu. Kültür ve sanat hayatımıza yıllardır hiç yılmadan ve yorulmadan değer katan Doğan Hızlan’a sağlık ve huzur dolu nice yıllar diliyorum…