Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok, anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum[/su_quote]
Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Yaşım İlerledikçe’ şirinde belirttiği gibi güzel bir günün ne büyük bir nimet olduğu yaş ilerledikçe anlaşılıyor. Geçmişteki güzel günleri tekrar bulamıyorsunuz ve arkasından üzülüyorsunuz. Giden günler tekrar gelmiyor, sevdiğini yeterince zaman ayırıp sevememişsen onu kaybettiğin zaman tekrar bulamıyorsun. Kaybetmeden kıymetini bilebilmenin ne büyük bir nimet olduğunu anlayanlar gerçek mutluluğu tadanlardır.
Fotoğrafa baktığım zaman torun ve dedenin birbirine sevgi dolu bakışlarını görüyorum. Bu şekilde bakabildikleri günün ne büyük bir nimet olduğunu haykıran yüz ifadelerini görüyorum. Dedeye bu şekilde bakmak ve o sıcaklığı hissetmek için belki bir başka günü bulamayacak ve o anın kıymetini bilerek o anın keyfini yaşıyor …sonrasında ‘keşke’ dememek için.
12 yıl önce babamın yüzünde doktorların adlandıramadığı ama çok kötü olduğunu söyledikleri kanser hastalığı vardı. Ameliyatla yüzünün bir yarısını aldılar, radyoterapi, kemoterapi gördü ve 3 sefer plastik cerrahi tarafından ameliyat edildi. Bu süreçte inanılmaz acılar çekti, hep birlikte üzüldük. Hastalığının ilk yılbaşı akşamı kızım 3 aylık bir bebekti ve kucaklayıp babamla annemin yanına gittim. Adı kanserdi ve çok kötü huyluydu, ağlıyordum herkesten gizlenerek, babama şifa diliyordum ve Allah’tan babamı bize bağışlamasını, her yılbaşı akşamını birlikte geçirmemizi nasip etmesini diliyordum. Onu asla ihmal etmeyecek ve doyasıya kızımla birlikte sevecektik. Evet 12 yıl geçti ve her yılbaşı akşamı kızımla birlikte bu fotoğraftaki bakışlara benzer şekilde sevgiyle elimizdekinin kıymetini bilip babama sarılıp ‘keşke’ dememek için o anın keyfini yaşıyoruz. Kanseri birlikte yendik ve geleceği her yılbaşı akşamı iyi dileklerle hep birlikte yaşamayı bekliyoruz.