Uçurtması geçiyor ağaçlardan,
Siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.[/su_quote]
Nazım Hikmet Ran’ın ‘’Bulutlar Adam Öldürmesin’’ şiirindeki gibi bir çoğumuz uçurtmanın peşinde koşarak çocukluğumuzu yaşadık. Günümüzde çocuklar ya sınırı geçerken koşuyor, düşüyor veya denizi geçerken dalgayla birlikte cansız bedeni kıyıya vuruyor.
İnsanlığa büyük bir utanç yaşatan minik Aylan’ın cansız bedeni yürekleri yakan görüntüsü ile vicdansız bir dünyanın nelere sebebiyet vereceğini çok acı bir şekilde ortaya koydu.
Mülteci krizine gerekli duyarlılığı göstermeyen ülkeler bu cansız bedenin sayesinde nihayet harekete geçti. Akdeniz ve Ege bir ölüm denizine dönüştükten sonra vicdanların uyanmaya başlaması gerçekten çok üzüntü verici.
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, Avrupa’nın kaçak göçmen krizine etkili bir çözüm bulmakta başarısız olduğunu belirterek, 200 bin göçmene kapılarını açması çağrısında bulundu.
Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden yapılan açıklamaya göre; Guterres, şimdiki durumun sadece kaçak göçmen sorunu değil sığınmacı krizi olduğuna dikkati çekerek, Suriye, Irak, Afganistan gibi çatışma bölgelerinden gelenlerin hayatları için kaçtığını ve bu trajik durum karşısında hak ettikleri saygıyı görmeleri gerektiğini vurguladı.
Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Melissa Fleming de, “Suriye’ye komşu ülkelerdeki sığınmacılara yardım etmek için gerekli fonun sadece yüzde 35’i toplandı” dedi. Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre; ise Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaşan göçmen sayısı bu yıl 364 bini geçti, Akdeniz’de boğularak ölen göçmenlerin sayısı 2 bin 701’e ulaştı.
İstanbul’da Kağıthaneli çocuklar “Aylan Kurdi” için haykırdı; “Çocuklar Ölmesin, Resim de Çizebilsinler” mesajını dünyaya ilettiler.
2 yaşındaki minik Aylan Kurdi’nin kıyıya vuran minik bedenini yerden alan fotoğraf karesi ile dünyanın gündemine oturan “O asker” o anda yaşadıklarını dünya kamuoyu ile paylaştı; “…Bende her şeyden önce bir insan ve 6 yaşında oğlu olan bir babayım. Aylan bebeği görür görmez hemen aklıma oğlum geldi ve bir an kendimi Aylan bebeğin babası yerine koydum. Bu tarif edilemeyecek kadar acı ve trajik bir durumdu. Bazen insanlar, cansız bedenlere yaklaşmakta çekinirler, inanın aklıma hiç öyle bir şey gelmeden görevini yapan bir kolluk personelinden öte yavrusuna sarılan bir babanın hissedebileceği duygular içerisindeydim.”
Fotoğrafta geleceğimiz olan çocukları her şeyden habersiz, masum bir şekilde uyurken görüyorum. Oyunlarını oynarken de masum olan bu çocuklara güzel bir dünya bırakma sorumluluğunu herkesin duyması gerek. Sefalete, açlığa ve ölüme mahkûm edilmiş çocuklar insanlığa yıkım getirir.
Her çocuk bu dünya için bir çiçektir. Her çocuğun ölümü insanlık için bir utançtır.