Borcunu faizle öder geciken,
Sen benim gezdiğim yolları diken,
Yattığım yatağı taş edemezsin. [/su_quote]
Cemal Safi’nin ‘’ Baş Edemezsin ‘’ isimli şiirinde belirttiği gibi borcunu iyi takip etmeyen, ödemeler dengesini ayarlayabilmek için iyi planlar yapmayan borcunu faiziyle öder tıpkı diğer yaptığı hatalarda olduğu gibi. Peki, her zaman planlı olmak başarmak ve mutlu olmak için yeter mi? Yine şairin belirttiği gibi sen istediğin kadar planlar yap bir başkasının gezdiği yolları diken, yattığı yatağı taş edemezsin. Çünkü sen planlar yaparken karşındakinin de planlar yaptığını unutmamalısın. Hayat, planların yapıldığı ve bunların savaşının yapıldığı bir oyun değil mi?
İnsan, hayatının belli noktalarında, durup düşünür. “neden her şey bir anda ters gitmeye başladı? ”. Oysa ters giden, olmasını beklediğimiz ya da planladığımız şeyler değildir. Onlar bizim beklentilerimizdir. Biz sadece öyle olmalarını isteriz. Ne var ki, biz istiyoruz diye öyle olacaklar şartı yok. İşte gözden kaçırıp üzüntüye sebep olan durum budur. Olan sadece hayatın kendisidir. Çünkü hayat, biz başka planlar yaparken olanlardır.
Ahmet Altan, bir edebiyat şaheseri olan “Karanlıkta Sabah Kuşları” adlı kitabında aşağıdaki satırlarda ifade ettiği gibi hayatı bir oyun gibi yaşamamız gerektiğine dikkat çekiyor. Kitabı okuduğum zaman, hayatı bazen akışına bırakmadan, her anı planlı bir şekilde yaşayan insanların hayatı gözümün önünde canlanmıştı.
“…Hepimiz gizli gizli, hayatımız boyunca çeşitli mutluluk kavşaklarından geçtiğimizi biliyoruz, genellikle o kavşaklarda ters yana döndüğümüzü de.
Niye sapamadık aslında sapmak istediğimiz yola?
Eğer hayatımız kaybetmeye pek de aldırmadığımız bir oyun olsaydı, zarımızı attıktan sonra, istediğimiz yöne sapar mıydık?
Niye yapmadık peki?
Hayatımız bir oyun olmadığı için mi?
Mutluluk yalnızca oyunlarda mı var?”
Evet, yukarıdaki satırlardaki gibi hayatı bir oyun gibi yaşayabilirsek hayat yaşanmaya değer ve daha anlamlı, mutlu olabilir. Hayatın her anını planlamak ve bu plan doğrultusunda yaşamaya çalışmak mutluluğa giden yolda en büyük engellerden birisidir.
Fotoğrafta bir oyun için tasarlanmış olan plan dikkat çekici. Hayat nasıl her zaman planlandığı gibi devam etmezse oyunlar da her zaman planlandığı şekilde oynanmaz. Kazanmak için planladığın oyunla oyuna başlarsın ama rakibinin oyun planını da çözmeye çalışarak oyun içinde yeni planlar yaparsın. En iyi planı yapan ve oyunu en iyi okuyan kazanır diğeri kaybeder hayatın içinde ve her oyunda olduğu gibi. En keyifli oyunların, çocuklukta oynanan plansız ve kaybetme kaygısı taşımayan oyunlar olması boşuna değil.
Hayatı plansız yaşayamayanların sergilediği en tuhaf davranış: Başkalarına hayatı plansız yaşamalarını hiç tereddütsüz tavsiye etmeleridir. Bu tuhaf davranışın altında yatan temel neden, kendi hayatı söz konusu olduğunda hiç akıldan çıkmayan kaybetme korkusudur.
John Lennon’un ‘’hayat, sen başka planlar yaparken başına gelenlerdir’’ sözünü unutmadan hayatı bir oyun gibi algılayıp, zaman zaman kaybetme kaygısı taşımadan plansız oyunlar gibi yaşayabilmeliyiz.