Türkiye’de eşine az rastlanır bir kültür insanı olan Ayhan Sicimoğlu, üniversitede lisans eğitimini ekonomi alanında yaptıktan sonra fotoğraf ve film bölümlerinde okumak için İngiltere’ye gitmiştir. Moda fotoğrafçılığı yapmak için Roma’da dört yıl yaşamış olan Ayhan Sicimoğlu, bir süreliğine de New York’ta yaşamıştır. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce konuşan Sicimoğlu’nun çok kültürlülüğe dayalı yaşam yolculuğunda bu yabancı diller önemli bir role sahip.
İyi bir perküsyonist de olan Ayhan Sicimoğlu, kültür, sanat, gezi, Latin müziği ve dünya mutfağı bağlamında sahip olduğu derin bilgisiyle kendisine hastalık derecesinde hayranlık duyan bir izleyici kitlesine sahip. Lisans diploması ekonomi alanındayken ‘’Ekonomi hayatın her anında ve her yerinde var’’ diyenleri desteklercesine kazancını hayatını renkli yaşadığı ve yeteneklerinin ön plana çıktığı moda fotoğrafçılığı, perküsyon sanatçısı, Latin müziği icra ederek, dünyanın farklı yerlerini ve mutfaklarını gezerek, öğreterek sağlamıştır.
Yaşam zevki, seyahat, dünya mutfağı ve Latin müziği konusunda bilgi eksikliği duyanlara Ayhan Sicimoğlu bir reçete niteliğindeki TV ve radyo programları aracılığıyla cevap veriyor. Ayhan Sicimoğlu, kendisine hayranlık duyanların karşısına yapmacıklığa asla prim vermeyen bir tutum ve davranışla çıkıyor. Giyim tarzındaki resmiyet karşıtı rahatlık, ses tonundaki samimiyet, işlediği konulara olan hâkimiyet sevenlerinde hayranlık uyandırıyor.
Gezi programlarında beğendiği durumlar için kullandığı “hastasıyım” sözünü, izleyicileri aynı samimiyet ve ses tonuyla, Ayhan Sicimoğlu’na duydukları sevgiyi ifade etmek için kullanıyor.
Kariyer peşinde koşarak hayatı heba edenler, maddi zenginliğe önem verenler, kültür ve sanatı önemsemeyenler, yerel yemekleri dünya mutfağı sananlar için Ayhan Sicimoğlu başka gezegene ait bir insandır. Elbette yerel zevk ve kültürlere önem verilmeli. Küreselleşmenin yerelliği silikleştirmeye çalıştığı bir süreçte yerel olana sahip çıkmak hiç kuşkusuz ulvi bir görevdir. Ancak bu ulvi görev yerelliğe hapsolmak gibi bir sonuç doğurmamalıdır.
Tarih boyunca odak olarak öne çıkan bölgelere bakıldığında; çok kültürlülük, farklılıkları zenginlik olarak görmek başta gelen özelliklerdir. Ayhan Sicimoğlu’nun yaptığı programın adında da ifade edildiği gibi her türlü renk ve ses, insanlığın ortak zenginliğidir.
Fotoğrafa baktığım zaman, renklerin ve seslerin eşsiz uyumunu anlatan bir kültür insanını görüyorum. Ayhan Sicimoğlu, eğitim ve hayat hikâyesiyle çok kültürlü bir insan olmanın yol haritasını çiziyor. Lisans diplomasının kendisiyle yetinilmeyip üstüne yeteneklerinizi ve hayata bakış açınızı ekleyerek hem yaşamdan zevk almayı hem de para kazanmayı yaşayarak ve yaşatarak öğretmektedir. Gençlerin bu yol haritasından öğreneceği çok şey var. Kültürü dışlayan, kariyer çılgınlığı ve maddi zenginliği önemseyen bir anlayışa karşı gençler; Ayhan Sicimoğlu’nun çizdiği yol haritasındaki farklı renkleri ve sesleri önemseyen bir yolculuğa çıkmaya önem vermelidir.
Lisans diplomasıyla yetinmeyip kendilerini geliştiren ve geliştirdikleri bu alanda topluma ışık tutan, güzel örnek olan, diplomasının esiri olmayanların ‘’hastasıyım’’. Ayhan Sicimoğlu’na, kültür-sanat feneri olma yolundaki ulvi mücadelesinde başarılar diliyorum.