TESBİH KÜLTÜRÜ

[su_quote]Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar

Bir karanlık geldi gittiğin yerden

Ümitlerim vardı tesbih misali

Sen giderken dağılıverdiler birden[/su_quote]

 

Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘’Tesbih’’ isimli şiirinde dağılıveren tesbihler tıpkı kaybolan ümitler gibi kullanılmış. Ya sabır diyerek çekilen tesbihler bazen farkında olmadan o kadar sert çekilir ki koparak dağılıverir.

Tesbih için ansiklopedik bilgiye bir göz atalım: “Tesbih, İslamî alışkanlıklardan biri. Allah’ın sıfatlarını tesbih ederken sayı saymak için kullanılan ve 33 veya katları kadar boncuk tanesinin ipe dizilmesiyle meydana gelen halkaya denir. Pek çok dinde kullanılır. Tesbihin 11, 33 ve 99 taneli olanları Müslümanlar, 108 taneli olanı Budistler tarafından kullanılır.

İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlar tesbih yerine el içinde parmaklarını sayarlarmış… Ebu Bekir döneminde ilk defa kullanıldığı sanılıyor. ‘Tesbih çekmek’ namazı tamamlayan bir ayrıntı olarak önemlidir.”

Tesbih, Türkiye’de dini ritüelin dışında başka amaçlarla da kullanılmaktadır. Külhanbey tiplerin en önemli aksesuarlarından birisidir. Elde çevrilişi külhanbeyliğin sembolüdür. Çiçek Abbas filminde İlyas Salman’ın, Şener Şen’e (Şakir) özenerek tesbih eşliğinde sergilediği hareketler, hepimizi kahkahaya boğmuştu.

Haluk Uygur hocam ve iki arkadaşımla birlikte hazırladığımız ‘’Tesbihsiz Hapishaneler’’ isimli fotoğraf çalışmamızda da cezaevlerinde kalan mahkûmların aldıkları eğitimler sayesinde hem meslek öğrendiklerini hem de boş vakti olanların, canı sıkılanların kullandığı anlamda tesbih kullanamayacak kadar günlerinin dolu dolu geçtiğini anlatmıştık.

Tesbih yapımında kullanılan taşlarında her birinin öyküsü ve beden, ruh sağlığımız üzerinde katkıları olduğu da vurgulanmaktadır. Meraklısı olanlar koleksiyonlarını başkalarıyla paylaşmaktan keyif alırlar. Özetle ruhlarını dinlendirirler.

Fotoğraftaki tesbih çeken ele baktığımda, can sıkıntısı ile tesbih arasındaki ilişkiye odaklanıyorum. Ülkemizde sanırım en çok can sıkıntısını gidermek amacıyla kullanılıyor. Bir gazete haberinde, bu amaçlı kullanımın giderek ortadan kalkmakta olduğuna dikkat çekiliyor: Seyyar tesbih satıcılığı yapan Ali Keskin, eskiden çok kullanılan ve bir hayli satışının yapıldığı tesbihlerin artık kullanılmadığını, özellikle gençlerin ellerinde artık tesbih değil, cep telefonu olduğunu söylüyor. Günde 2 veya 3 tesbih ancak satabildiğini belirten Ali Keskin, ilerleyen yıllarda artık bu kültürün tamamen yok olacağını ifade ediyor.

Elimizin boş olmasından hiç hoşlanmayan bir kültürümüz var. Yakın zamanlara kadar tesbihi, şimdilerde ise cep telefonunu tercih ediyoruz. Çocuklarımıza tesbihi anlatırken külhanbey olarak kullanımını değil de taşların her birinin özelliğini anlatıp koleksiyonları hakkında haberdar etmeliyiz. Zamanı boşa harcayarak değil de bilgiyle doldurarak, ruhumuzu dinlendirerek kullanabilmesini öğrenmeliyiz.

En Son Yazılar: